Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Colloquial | only son n. | tek erkek evlat | ||
He is the only son that we have ever had. O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat. More Sentences |
||||
Colloquial | only son n. | tek oğul | ||
A tragic event that drastically changed the lives of his parents, who watched their only son pass away in intensive care. Tek oğullarının yoğun bakımda vefat etmesini izleyen anne babasının hayatını büyük ölçüde değiştiren trajik bir olay. More Sentences |
||||
Colloquial | only son n. | tek erkek çocuğu |